Evden her fırsatta kaçan küçük bir çocuğunannesi hiç de telaşlı ve endişeli değildir çünküonu hemen, karşıdaki müzik aletleri satandükkânda, piyanoların ayaklarının dibindebulacağını bilir. O çocuk için müzik ve piyanosevdası, hiç tahmin edemeyeceği bir yaşamıbahşeden derin bir tutkuya dönüşecektir. Hariciye görevlisi olmak isteyen bu İzmirligenç, babasının ölümü üzerine kendinipavyonlarda müzik yaparken bulur. Ancak buşehir ona dar […]
Yazar: o2-ozcan
Devir Saati
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsü. Kuşlar kadar özgürdü, açlığa mahkûmdu. Her şey için vakti vardı, hiçbir şeyin sırası değildi. Adı G idi, tam olarak bir adı yoktu. Eşi ve kızı vardı, hiç kimsesi yoktu. Meslek sahibiydi, şimdi vasıfsızdı. Arkadaşı yoktu, “ve sahneye K girer.” Toplumların en eşitlikçi olanıydı, toplumların en adaletsizi. Ütopyaların vatanıydı, gerçeklerin ülkesi. […]
Fareler ve Kitaplar…
Edebiyat Belleğimiz adı altında,edebiyatımızın sessizce atılmış adımlarını ve yankı bulamamış çıkışlarını hem yeni kuşaklara tanıtmak hem de eski kuşaklardan olanlara anımsatmak için bir edebiyat dizisi oluşturuyoruz. Bir dönemleştirme çabası içinde olmadığımızdan bu bir dönem dizisi olmayacak. Biz, daha çok bir “zaman köprüsü” hayal ediyoruz, dünü bugüne bağlayan bir köprü. Çünkü biliyoruz ki zamanın kütüphanesi, zamanın […]
Kapitalizmin Canavarları
Günümüz “yaşayan ölü”lerden biri de “ana akım kültürel çalışmaları”dır ve metafor ve mecazların gerçekle ilişkisi üzerine “ana akım kültürel çalışma” temsilcileriyle yapılan tartışmada açıkça “yaşayan ölü”lerden yana tavır alınmıştır. Adorno gerçekten de “kültür konusunda faturayı ödeyecek” taraf derken arkadaşlar arasında hesabı kimin ödeyeceğinin ciddi bir sorun olduğunu ima etmiş olabilir mi? Kapitalizmin Canavarları Canavar ve Ölü: […]
Alev Alatlı’ya Orwell’ın cevabıdır
[“Ben diktatör değilim,” diyen Tiran,] neşeye zaten pek yer olmayan zihninde insanoğlunun sadece konfor, emniyet, kısa çalışma saatleri, temizlik, doğum kontrolü ve sürekli sağduyu istemediğini güçlü bir biçimde hissediyordu.
Araf ’ın İşgali
Yıllık ücretli izin “tatil” demokrasinin bir lütfü değildir, onsuz da olabilirdi. “Dünyayı yedi günde yarattık hiç de yorulmadık,” diyen Tanrı’nın ihsanı da değildir. Tatilsiz çalışmayı düşünebilir misiniz? Ücretli izin hakkı neden var? Her gün tek tek elinizden alınmakta olan haklar nereden geliyor? Araf‘ta kalmaktan, işçi sınıfının kendi cennetini yaratamamasından… Araf ’ın İşgali Tanrı demokrat değildir […]
Kutsal Emanet
Zaten kurgulanmış bir kitaptaki tüm olasılıkları değerlendirerek sonuca yaklaştırır okuru! Pekiyi, ya kainatın kurgusu? Kainatı gözlemleyen bir parçası olduğu bu sistemi hiçbir değişikliğe yol açmadan nasıl inceler? Kutsal Emanet Hacer Paçacı “Epigraf kullanmayın, çünkü yazının içindeki esrarı öldürür!” Adli (Epigraf olmaya mahkum epigraf) “Her metin bir başka metnin sindirilmesi ve biçim değiştirmesidir.” Julia Kristeva Bir […]
Size Özel Bir Tanrı mı? Reformun Tanrısı mı?
İnsanlık tarihinde hiçbir şey Tanrı kadar kanıtlanmaya muhtaç olmamıştır ve Tanrı, insanlar tarafından, daima kendini kanıtlamak zorunda bırakılmıştır. Her dua aslında bu kanıta zorlayış değil midir? Tanrı’nın Reformu 19. yüzyıl kutsal kitap metinleri için sarsıcıydı, tıpkı bilim için olduğu gibi. Doğada yapılan her keşif, laboratuvarlardan çıkarılan her icat, bilimi alt üst ederken kutsalı da yerinden […]
Zamane Peygamberleri Fizikçiler
“Tanrı ve Einstein’ın Tanrısı” CERN labaratuvarlarındaki detantörlerden Tanrı’nın kanıtının fışkırması beklenirken, sormak gerek “Tanrı’nın kanıta ihtiyacı mı var?” Kanıtı peygamberler mi fizikçiler mi sunacak?